Hakan Şahin: İktidar ordunun sadece üst kademesinden emin
Eski Kurmay Yarbay ve Yazar Hakan Şahin ile 'dindar subay yetiştirme' tartışmalarını, emekli askerlerin Balyoz davasındaki cezalarının Yargıtay'da onanmasını ve iktidar-ordu ilişkilerini konuştuk.

Fotoğraf: Emin Sansar/AA
Birkan Bulut
[email protected]
Ankara – Teğmenler olayından sonra orduda zaman zaman gündeme gelen “dindar subay yetiştirme” tartışmalarını değerlendiren Eski Kurmay Yarbay ve Yazar Hakan Şahin, 2016’dan beri tüm çabalara rağmen bunun başarılı olamadığını söyledi. Şahin “Bu toplumsal hareketler genişleyecek olursa, polisin iktidarın elinde olmasının yeterli olmayacağını düşünüyorlar sanırım. Gördüğüm kadarıyla silahlı kuvvetlerin üst komuta kademesinden eminler ama daha altta genç ve orta kuşak subaylardan tam emin değiller” dedi.
İktidarın yıllar sonra “kumpas” olduğunu kabul ettiği Balyoz davasında dosyası ayrılan 6 asker hakkında verilen hapis cezaları Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onandı. Cezaların tam da 20 Mart’ta, yani İBB’ye operasyon zamanında onanması tartışmalara neden oldu. Böylece gözler orduya çevrildi. Son dönemde yaşanan gelişmelerin ordudaki yansımalarına dair değerlendirmelerde bulunan Eski Kurmay Yarbay ve Yazar Hakan Şahin sorularımızı yanıtladı.
Bu askerlerin daha önce cezaevinde geçirdikleri süre nedeniyle büyük ihtimalle hapse girmeyeceklerine dikkat çeken Şahin, “Bu ilginç bir karar. Yargıtay hapse girmeyecekleri için beraat kararı verebilirdi. Balyoz yargılamalarında, ilk derece kararlarını veren hakim ve savcılar Gülen Cemaatinden oldukları için yargılandılar. Yargıtay, bir kumpas sonucu bu davayı açan kişilerin kanıtlarıyla karar vermiş oldu. 20 Mart’ta yani İmamoğlu’na yönelik operasyondan bir gün sonra olması da kuşku yaratıyor. Akıllara şu soru geliyor: Acaba bir yere mesaj mı verilmek isteniyor?” dedi.
Hakan Şahin
"Gençlerde birikmiş bir enerji var"
19 Mart sonrasında üniversite ve liselerde büyüyen hareketin, teğmenler olayıyla aylarca gündemde olan askeri okullara ne gibi yansımaları olduğunu sorduğumuzda Şahin, şöyle yanıt verdi: “Somut bildiğim bir şey yok ama sezgisel olarak diyebilirim. Birbiriyle organik ilişki tabii yoktur ama başta duygusal diyebileceğim bazı bağlar var. Sonuçta harp okulunda okuyanlar da toplumdan kopuk değil. Yatılı okuyorlar, farklı bir doktrinasyona tabi tutuluyorlar ama aileleriyle, arkadaşlarıyla aynı kaygıları paylaşıyorlar.”
Teğmenler olayından sonra orduda “dindar subay yetiştirme” tartışmaları da zaman zaman gündeme geliyor. İktidarın bu konuda bir çabası olacak mı diye sorduğumuzda Şahin, “2016 yılında Milli Savunma Üniversitesinin kurulmasının üzerinden tam 9 yıl geçmiş. Sivil bir rektör gelmiş ve kendisine korgeneral yetkileri verilmiş. Tümgeneral yetkilerinde sivil dekanlar gelmiş. Öğretim programı büyük ölçüde değişmiş. Harp okullarında büyük camiler açılmış... Bu hamlelerin niyeti zaten dindar subay yetiştirmek değil miydi? Burada başarısızlığı kabul etmeme tutumu var. Bu kadar köklü bir kurumun maddi ve manevi değerlerini, ideolojik altyapısını bir anda değiştirmek mümkün değil” dedi.
Öte yandan bu konuda iktidarın bir endişesinin de olabileceğine dikkat çeken Şahin, “Bu toplumsal hareketler genişleyecek olursa, polisin iktidarın elinde olmasının yeterli olmayacağını düşünüyorlar sanırım. Gördüğüm kadarıyla silahlı kuvvetlerin üst komuta kademesinden eminler ama daha altta genç ve orta kuşak subaylardan tam emin değiller diye anlıyorum. İktidar için bir alarm zili çaldığını da düşünüyorlar. Ancak bu konuda bir şey yapmak için gerekli düşünsel araçlardan da yoksunlar” dedi.
Evrensel'i Takip Et